21.1.09

Çöl ve meteor / Çöl denemeleri 6

ÇÖL ve METEOR : küre kırmızı ısınır


Gök yarıldı. Kocaman bir yangın, yok etmeye geliyordu gökten.

Yere düştü kırmızı. 
Yok etmedi. 
Kanser gibiydi kırmızı, yayılmaya başladı. Hızlıydı, bir anda yeri göğü sardı.

Hangi tanrılar savaşının laneti
hangi dünyalar savaşının eseri
hangi düellonun katiliydi
kırmızı? 


Kırmızı, 
tuzu kavurgan, 
ağlamaya başladı.. 
Ve kumlar ıslağı tattı.
Kumlar.., 
ferahlayamadı, içtikçe daha çok susadı, içtikçe yandı. 
Kırmızı asitti, kırmızı diğer renklere baz alınabilirdi. 


Kırmızı!
Yavaş yavaş bir akışkan, yangınlı ve kaynamaklı..
Ağırlığı ızdırabı.
Boğazda kan tadıyor..

Çöl kırmızı dalgalandı.. Çölün bütün hücreleri teslim bayrağını sallıyordu savaşımsız, hiç bir zapt bu kadar kolay olmamalıydı.

Ancak kırmızı aldırışsızdı, tanımazdı başkasının yasasını, anarşistti kırmızı. İlgilendiği tek şey zapt iken bu yolda her şey mubahtı. 

Sihirbaz anlayamadı kaosu. 
Kıyameti miydi çölün kırmızı, yoksa dinozorları yok edip çölü sabit bırakacak devrimi miydi? 
Peki ya komuta kimdeydi?
Bir başka sihirbaz olmalı diye düşündü sihirbaz ilkin, sonraysa büyüsü, yeri göğü kan ve yangın ağlayışa boğan bu kişinin karanlık kalpli bir büyücü olabileceğine karar verdi. 

Ölecek miyim diye düşündü sihirbaz. 
Sonra kırmızının savaşına saldırganlaştı: 


-Her şey mubahsa kırmızının savaşında, büyücü! beni yutmaya yeminli kıyametinin ardında, seni de sokacağım cehennemin en koyusuna! 

Çöl bir yangın denizi gibi dalgalanırken, 
sihirbaz, 
cenneti boynuna asmış cehennemde
korsan oluyordu.

Korsan, yanmasınlar diye yüreğine açtı yelkenlerini. 
Büyücünün nefesi kırmızı bir rüzgar..,ruhu kesen bir jilet.., bir sarhoşluk.., yelkenlere can çekiştiren bir fırtına...
Korsanın gemisi perili. Korsanın ruhunun bin bir hayaleti ile dolu..
Korsanın gemisi rakkas bir salınımla uyum sağladı gözü kara dalgaların ritmine. 
Gemi yangının üstünde oryantal kıvrılışlarla ilerlemeye başladı. 
Rota büyücüyü işaretliyordu.

Sihirbaz ruhundaki kesiklerden kan sızarken köşeden korsanı izliyordu. O da kanıyordu.
Geminin bütün hayaletleri ruh kanamasına uğramıştı.

Sihirbaz ressama seslendi:

-Bize acil "gurur rh - kan" lazım. 

Korsan araya girdi:

-Konuşma şu firavunla. Küçük çölleri sanki o yarattı.

Firavun kahkaha attı:

-Hiç şansınız yok zaten, bütün kırmızıyı üstünüze döktüm yanlışlıkla..

Korsan dişlerinin arasından hırsa sövdü:

-Bütün bu saçmalığı başımıza bu çılgının getirdiğini bilmek bu kadar güç olmasa gerek.

Çölün muhtelif bölgelerinde deliren kahkahalar görüldü. Çılgın ile Büyücünün kahkahaları birbirine karışıyordu..



Sihirbaz, Ressam, Korsan, Firavun yahut Çılgın dan herhangi biri:

-Sen hiç kendi sesinle boğuldun mu büyücü? Ses tellerini cehennemin hangi şeytanıyla akort ettin ki, ruhumu satmaya davetin bu kadar savaşçı ve tatlı?
Sen hiç gündüzünü kaybettin mi gece? Yıldızlarını söndürdüğünde yönünü bilebildin mi? 
Kendine ağlayan sigara dumanı oldun mu hiç? 
Tek heceli hislerini çok heceli heceledin mi?
Sen hiç sustun mu kırmızı? En gerçek, iç sesleri felç etmiş yıkıntılar gibi? 
Peki sen hiç kırmızı susabildin mi?
Aynaya bakıp kendinden, kırmızından korktun mu?
Gözünün önündeki evreni yerçekiminden kurtarmak için havaya savurdun mu?
Hiç gerçekten cesur oldun mu?
Sen hiç gerçek bir büyü oldun mu? 

Poseidon elementini şaşırdı, kendini hades sanıyor;
deryasını yanlış kusuyor
yangın kusuyor
ölüm kusuyor!

Sanıldığı gibi durumun venüsle bir alakası yok.. 
O sadece uzaydan seyirci.


Dünya ise uzaydan bir haber, kendini saklambaçlarda kaybetti, 
artık bulunamıyor. 
Hiçbir ilişiğimiz kalmadı fizik yasalarıyla. Gölgeler güneşle münasebetini kestiler, artık sadece sırdaşlıklar ve sığınışlar için varlar.
Üstelik kimse kendi gölgesinin dışına çıkamıyor.

Ve sen gölgemi çaldın büyücü!
Yalnız kaldım.
Seni hırpalamak istiyorum, seni incitmek!
Seni istememek istiyorum!


Gökyüzü kendini ejderha sanmaya başladı büyücü!
Ciğerlerim ejderhanın ciğerleri sanki.., yanıyor, iflas etmek istiyor gibi.
Nefes alamıyorum büyücü!

Aşk, mono oksit olduğundan yetmiyor nefesime.

Nefesini istiyorum büyücü, nefesini vermelisin soluklanabilmem için. 
Nefesinle yıkanmalı ruhum! 
Nefesinle yakılmalı ruhum! 
Nefesinle çarmıha gerilmeliyim!


...
..
.
Büyücü gözlerini yumdu ve keyifle derin bir nefes aldı...

Nihan AYDIN ...*

Hiç yorum yok: