28.3.09

Kafam Ambalaj Oldu

Eğer plastik devreye esneyebilen
İlgili olsun kombinasyon, korozyon
Duyarlı torba dikkate tavuk
Asit unutmayın delme malzeme
Kuruyemiş koymak ticari
Modifiye örnek alçak
Şunda bunda çift
Veya şeklinde birkaç zeytin
Çeşitleri geleneksel tablamız sakin
Folyo üst bu vakum sayfa
Rengi söz! Belirli kükürt
Riski takım paragraf anladınız
Geçirgenlik pet kullanıyorsak
Açık zaten derece diploma için
Hangi genel özelliği pvc zorunda
Artışından esmerleşme şart dışında
Kapatalım bir kahve kırk beş
Yüzyıl böceklenme dünyada lütfen
Çocuklar kavurma çok değişik restaurant
Farklı dakika, analitik aygıt
Aroma sürelerinde paçal markalar
Özütleme kafein, pudra kilogram
Karbondioksit almamız gerekiyor deşarj
Bir taneleri muamele göreceksiniz genç
Filiz soldurma dediğimiz makineler
Kıvırıyor ortaya rağbet yol
Olarak inaktive bilgiler hangi

Kitapta ipek kağıt, gramaj karton.

Nihan AYDIN ...*

Sılada Üs

(Varyasyonlar no:4)

- Otelden nereye?
-Ona.


Toprağı aşınıyorum.
Yıpranıyor bankadan rüyalar.
İnsan verseler ne rahat,
Hiç de dert aramaz, bana ne.
Kimse kayayı gelmiyor…
Bir belki içer burada
Bu yer akşam sanki otele.
Ne mi oldu?
Daüssıla bana uzuyor.
Hüzün oyar mı evimi?
Gitmeli daima.
Postahaneden taşınıyorum yurdumu.
Verseler burada haber arası.
Odamı değişmem bir!
Daha bir saat gösterin.
Bilmez pansiyona bulurum keder
Bu yer nedir? Cenneti çöküyor.
Hasret ucuzu mu ne?
İnsan orada sonraki..,
Su gibi içer.


Nihan AYDIN...*

S-evlerdegi

(Varyasyonlar no:3)

Yakınlarınız yeterken çirkindi,

Ve olmadı siz kadar.
Bitmeyen şeyi buldunuz.

Bir işler sevgiyi yılların
Böyle saygılı yüzünden zamanlar
Kalbinizde yanlış dolduran sevgileri
Tutuk çiçekler telaşlarda yahut
Vermeye gelmezdi gecelerde dar
İstemezdiniz duygular
Yalnız sizi umuyordunuz bahçenizde
Anlatmaya kaldı bu
Vaktiniz vardı bütün yarınlara.
Bir kalbinizi tanıdı, olsun.
Her vakitlerde söylemek-siz.
Bile-bıraktınız geniş aklınıza
Bakış çekingen geçeceği
Çabuk açan: az gizli.


Nihan AYDIN ...*

Tamı Yorum Anla

(Varyasyonlar No:2)

Ağlasam duyuyorum

Şarkıların derde bu olduğunu.

Epeyce biliyorum…

Her şeyi yer mısralarımda,
Önce bilmezdim.

Kadar mısınız?
Yaklaşmışım düşmeden dokunabilir,
Ellerinizle mümkün söylemek.
Kifayetsiz misiniz?

Bir anlatamıyorum;
Gözyaşlarıma var, bu güzel.

Duyar kelimelerinse sesimi.

Nihan AYDIN ...*

domatesin integrali

Sevmek, niçin?
Güzel şeylerden bahis açmalı 
Masada ne varsa kazananın diyorlar
Misal saksıda yetişeceksin  
Ruj değer leke, alerjik pembe 
Losyon da öyle, öpüşelim
Yok mu arttıran hanımlar beyler?
Gereklilik kipi gübrelenen gelişim şeysi
Hırslarla karton, eğil oynuyorlar!  
Bildiğim bir düş değil…
Geçim zor, benimle kavga et!
Sen bilir misin “n’olur aşk” nedir?
Bitkisel hayatın bir türevi
Hormonlu domatesin integrali
Estetikli güzelin memesi
Bahar budur ufukta polen
Galileo fena halde yanlış konuşuyor
Düpedüz düpedüzdük ayık kafayla
Önce bilmem nesi göründü sonra duman
Öyleyse yak daha bir akciğer
Biraz bacadan konuşalım arabesk filan
Mevsim hormonsal koma ustası
Çok beygir gücünde otomasyona uğratıldı
Bu şiirde küfür etmeyecektim
Hadi biraz, hadi biraz daha..
Reklam kuşağında tadından yenmez anlarında
Bir bütüne hitabım yok
Üst solunum yollarından hastayım sana
Nezleden sen istikametine devam etmekte
Mevsim serotonin hapşırığın 
Ve sayın kalmakta yolcusuyum anlaman gerek
Kaldırımların kaldıramadığı adımı attım
Ayaklandım 

Sevmek, hiç için?

Nihan AYDIN ...*

19.3.09

La Cucaracha ile Dilencinin Tiradı

Kim ne derse desin,
Acıyı ve seviyorduk şiddeti.
Solunumla organizma devamı..
Darmadağın çanlar değil
Sindirim bizim için.
Çarklar çalıyordu korkmayın siz diye.
Müzik her yerde, soygun her yerde
Madem soyunun bilmeliyim.
Gerçek revaçtaki reklâmlar
Sus payım nerede teşhir?
Af buyur, söylemelisin.
Kopkoyu görüyordum çok,
Kanı ve seviyorduk dövüşü.
Tutunmuş parlak sinekleri yumrukların
Mütemadiyen bitleniyorduk.
Kamaşarak kör olmuş parazitler...
Yayın!
Şeylerden bahsedeceğim pis.
Kutsadığı piçlerin ekşi,
Bu surattan eş anlamlı teneşir
Çürük aramışlar kokulardan düş.
Dişlerim dökülüyor çocuklar
Ki düşlerim de diyebilirdim.
Dilenciyim çok yaşlı bir saprofit
Tek “ş” çengelinde matemleri ezmiş
Gözlerimi yemeyin.
-Gidelim La Cucaracha, var seçeceğim;
Teknoloji yetiyor benim minik böceğim.
Kirpiler limitsiz ofisleşiyor, leş’iyor, eşiyor.
Cildimi besle,
Çok kimsesiz az kimseli bir kimseyim.
Çift-leş-iyor, eş’iyor, yor estetik evrenleri
Ve harikası kozmetiğin şizofreni dünyalar…
Uzay hukuku!
Hak var hukuk var.
Sonra elma var, armut var; hepsinden var,
Ne arzu ederseniz…
Sonsuz bir kesişmece
Sonsuz bir düzüşmece
Derhal inkar etmesin kimse
İşliyor makineleşen bünyeler,
Beygir aritmetiği sağlamdır otomasyon.
Sonsuz bir keşiş indirecek,
Susarsanız ne hoş
Bebek kokusu ayetler
Kusursuz bir istasyon…
Cennetin Powerpoint sunumunu
Keşişle çift tıklayıp indirebilir,
Hadi ne duruyorsunuz
Şimdi beni taşlayabilirsiniz!


Nihan AYDIN ...*

Kafa Kitabı: Yolculuk

Yol hikayesi, yine gibi ve vs özetle. Işıklarla barışık kalmayı becerebildim ve çok da söndürdüm.Kafamın kitabı bunlar, fakat bu sefer naklen benzeri bir şey, ya da değil. Bilmiyorum. Hani nerede o bulutlar, beş altı gün öncesinin bulutlarını istiyorum geri. Mümkün mü? Karanlık bitimsiz sevdiğim. Hep olmayacak şeyleri isteyen yanım. Belli ki kürenize ait değilim. Burda işler çok farklı dönüyor, buraya benim bile ulaşmam mümkün değil bazen. Burası bir garip, burası kendini böyle tanımlıyor.Bir şarkı kaç milyon defa dinlenebilir? Ne güzel sayfalarını çeviriyordum geçen. Geçen'in çevirişlerini istiyorum geri. Mümkün mü?Devamlı gitmeliyim, devamlı gereklilik kipi istemem. Devamlı gitmek isteği. Şu ışıklardan biri olabilme ihtimali. Islak işte her yan. Ben çok ağladım, ama bunu itiraf etmem. Ben bile bilmiyorum çünkü. Hiç damla. Koşmayı çok sevebildim sonunda. Her şey; "acelemiz var", hem de her şey. Geçmişi alırsak geri. Geleceği kim uydurdu. Ve realisttir şimdi. Nasıl anlaşırız bilmem, karıştırarak belki hepsini. Ne çok kullandığım edatlarla, şöyle gibi'li kadar' lı bir şeyler ve bir kaç belirsiz zamir sıfat, ama en çok da rağmen. Bileti elime kim tutuşturdu? Salon durmadan salon, salon durmasın. Korkuyorum, ama bunu itiraf etmem. Belki bir zaman daha farklı olur ve belki bilinmez zamanımızdır o bizim. Herşey çocuklar için. Her şey gençler için. Üç yüz yaşındayım, hiç büyümedim. Ne kadarı kazançtı? Ne kadarını isteyebilirim geri, ne kadarı güzeldi? Ne kadarı güzel değilse bile özlendi? Yine yağmur., bu sene hep onlar suçlu. Bu sene onları vaftiz keçisi ilan ettim. Hepsini bağışlayacağım. Önce kemiklerime kadar rutubetlenmeliyim. Yine kip. İçimdeki çelişik. İçimdeki diktacı. Ben hiç dinlemedim onu. Diğerlerini de dinlemedim.Hep bir isyancı, hep bir asi. Dedim ya en çok da "rağmen" kendime hobi edindiğimdi. Eğlenimlik rağmenler. Ne kadar çok zorlarsan o kadar oyundu. Ne geçti elime? İyice sesszileştim. İç renkleri gördüğümen beri, çok daha kaçar oldum. İç renkler çok kirli onların dünyasında. Ben onları anlamayı hep bildiğimi sandım ya belli ki beceremedim. Buna inanamazdım, buna inanarak yaşayabilirlerden değildim. Başımı ellerimin arasına alıyorum ve olmayan bir ağrıyı geçiriyorum. Olmayanların dünyasına hoş geldiniz. Hani bazısı da soruyor şöyle mi diye? Bilmem, öyle mi? Çok sesli konçertolarla sessizliklerim. Taş devrinde çok gevezeydim. Sonra cilalı dönemde kelebeklerle tanıştım, ama çekirgelerle daha fazla vakit geçirdim. Çok büyüdük sandığımız bir dönemdi, her şey streç ve çilekliydi. Ardından çok küçüklük özlenen bir kaç asır. Bu çok neşeliydi, ilk çağ gibi bir şey. Orta çağda, minimalist bir yaklaşımla prensip sahibiydik idealist olmaksızın. Sonra bir kısım idealler. Bir fetihle yeni bir çağ gördüm, çok gördüm. En fazla vs ve vs'ler. Sonrasında yakın bir çağ, samimi bir çağ. İnanılmaması gerek bir çağ. Sonra da kayboldum.Zaman makinesi icat edileli çok olmadı. İyi günler.

18.o3.o9
o4:oo
Nihan AYDIN ...*