21.1.09

Ah pastoral...

..“Yıldızlar görünmeyen bir çiçek yüzünden güzel..” küçük prens

Gökyüzüne baktığında muzip gülümsüyorsan cevap vermelisin.
Görünmeyen yılların duygusu… Nerede kayboluyoruz? Kim anlayacak yahut bir benzer soru; ne için anlatıyoruz? 
Cevabı olamayacak bu soruların, 
ama yine de söylemek istiyorum,
hepsi boşlukları doldurmak amacıyla dizilen noktalar korosu. 
3 nokta, 2 nokta, 5 nokta; hepsinin aslı noktasızlık… Yazık ki sadece bir cümlenin tamamlanabilirliğine inanç, sadece bir başka iç sesin kavrayışının inceliğine muhtaçlık duygusu. 
Bitimsiz bir son’luluk düellosu; ey fanilik! 

Ey göçebe ruhlar düellosu! 
Hangi hipotezi kime ispat çabasında sürükleniyoruz? Kaygımız ve çabamız neye hizmet? 

Gerçekliğimiz eğer buysa yalnızca kusursuz bir boşluğu dolduruyoruz.

İnançlarım kan kaybında..
Kelimeler güruhu, çalın ruhumu! 
Yazık ki başka bir yerde huzur bulamıyorum.

Eksiliyorum ve parmak uçlarımdan kelebekler dökülüyor.  
Her nesneyi toza dönüştüren lanet! Ne olursun beni es geç. Ben bir melodinin sustuğu nota olmak istiyorum. Beni “es” ler geçidinde seyret! 

Saçmalıyorum dostum. 
Kimsin sen bilmiyorum ama olanı olduğu gibi kabul et. Bıktım artık bu fikri kör cebelleşişten. Usandım ben bu dibi görünmez cenk edişten. Olmuyor mu be dostum? Olmamış farz et. Ama ne yapayım? Elimde değil be dostum, sen anlamasan, o anlamasa bu anlamasa da ne yapabilirim? Bunu bir anlaşılma yeteneğinden sınıfta kalmışlık farz et. Yahut engin bir saçmalama becerisi olarak kabul et.
Umurumda mı?
Bu hiçbir tarihi kirletemeyecek bir antlaşma ne de olsa. Hangi kronolojik hesap beyin hücrelerine gömülü savaşlara yaslar yahut methiyeler düzecek?

Ah pastoral!
Senin bana verdiğin duyguyu kim(ler) resmedebilecek? 

Betonlaşan, gri ve fabrikasyon gerçeklik; iğretilikten ne farkın var ve eğlenceni hangi formülasyona sakladın? Yeltenme(!), duyarsız ve kendinden bir haber acıklı x’ lerin ve y’ lerinle ilgilenmiyorum. Bana kokunun ispatı gerek. Çöplükleşen varlığına itiraz ediyorum.

Yazık ki anlamıyorsun dostum…

Pes ettim! 
Satın bütün arsalarını ruhların! 
Ve bizlere ruhlar piyasasına çıkmamaktan hüküm giydirin!
Gömün nefesimi bir baladın hecelerine!
Ben oynamıyorum artık…
Ya da sadece ve sadece oynuyorum, üstelik yetişkinliğin gölgesinde saklanan hayaletleri oyunumda istemiyorum.

Nihan AYDIN ...*

Hiç yorum yok: