21.1.09

Doğumumun yirmiüçüncüsü (18.09.08)

..evet, nerde kalmıştık?
Bir pencere önündeydim. Bu sefer başka bir kat.
Hepsi dejavu ve hepsini ayarttım. 
Bütün tekrarlar birer birer göğsümden geçecek ve ben her seferinde diyeceğim;
"an! seni bir yerden anımsıyorum". 

Dün bugünü kucaklamadan ıslandım.
Cam.
Ve üstünde iki hidrojen bir oksijen boncuklar.
Boncukların ardından seyrediyordum, eskiden ne çok seyrettiğim bu parkı.
Park, gitmektense yukarıdan izlemeyi sevdiğim.
Park, 
gökyüzüyle banklarını, çocuklarını, yaşlılarını, geçerken uğramışlarını, kuşatan binalarını karıştırdığım
durmaksızın hepsini birbirine kattığım,
bir avuç parktı.
Şimdi farkediyorum da seyir merakım, daha doğrusu seyir huzurum hatta belki de düşünce seyrlerim eskilere dayanıyormuş. Düşünce seyrediyormuş, ben düşüyormuşum; bir pembe balık yüzüyormuş, kar üşüyormuş, bir güvercin pervazıma konuyormuş; iki yumurta bir yuva kuruyormuş...
Şimdi farkediyorum da ben çocukmuşum, azmışım, çokmuşum, bir varmış bir yokmuşum;
yapraklara konmuşum, yapraklarla düşmüşüm, çiçek olmuşum, toz olmuşum, yağmur olmuş kar olmuşum.
Dönüyormuşum, durmadan başım dönüp kendimi bulutların üstüne atana kadar.

Dönüyorum.
Çok eskilere; pencerenin üstünde tutunamayan bir boncuk olduğum mevsimlere.
Gece ani kesiliyor, kesiliyor ani parlarken; kendi aydınlanışlarımın ve karartmalarımın içine düşüyordum, bir gök kuşağının peşine düşüyordum..
Derine, daha derine; daha!
Gömülüyordu bilincim bir başka mevsime.
Geriye saymayı seven bir sayaç gibi, durmadan düşüyor; durmadan eksiliyordum.
Camların dışından geçen bir şimşeği boncuklarda kırıyordum. 

Saniyeler içinde asırlar yaşamayı bilir misin kelebek?
Ben düşüyordum,
düşüyordum!

Patladı gök, yine korktum. 
Ellerimi tut kelebek, hala tut, hala korkuyorum.
Ağlarsam korkma olur mu?

Şimdi bugün yarını kucaklıyor. Ben hala bugündeyim. Bugünü saatlere yem etmedim, bugünü henüz bitirmedim.
Dört sıfırın yanyana dizilmesi benim için sıfır ediyor,
hiçbir sayıya henüz eğilmedim. 
Ve uyumadım da,

hala büyümedim!

Nihan AYDIN ...*

Hiç yorum yok: