21.1.09

Çöl ve tiner / Çöl denemeleri 5

ÇÖL VE TİNER: yağlıboyadır sihirbazın hayalleri


Bağımlılık yaratan küçük sevgiler tehlikeliydi.
Ressam son bir kez derin derin havada uçuşan kokuyu ciğerlerine çekti, sonra pencereyi açtı; odada ağırlaşan havanın hafiflemesi için. Ardından minderlerin üstüne uzandı, gözlerini kapadı. 

Sihirbaz:

Ressam sana sesleniyorum duyuyor musun? 

Beni duymalısın ressam, 
hayallerimin üstüne dök tineri 
ve yarat beni yeni baştan 
çünkü sihirim bitti.

Bir ressam; "Bırakın! Aşkı ben anlatacağım!" diyebilir. Diyebilirsin bunu ressam. 

"Bırakın aşkı ben anlatacağım!
Boşuna sayfayı karalamayın!"

Kırmızı en çok senin paletine yakışır. 
Sokaktan aşk geçiyor, 
adımları usul.. 
Tut yakala kolundan!!
Duymuyor musun sessizliğini?
Çaktırmamaya çalışıyor. 
Kaçacak!!

Sen tutamıyorsan düşür çölün üstüne paletini; kimseye belli etmem, kaza süsü veririz.
Sen düşür paleti 
ben kırmızıyı kovalarım...

Ressam bu kadar tembel olma Picasso aşkına! 


Ressam, ancak senin gözünden görebilir çölü şehir. 
İster kelimelerle boya ister notalarla çiz,
ancak senin fırçandan akabilir sihir.

Ressam çöle niye hiç kelebekler uğramıyor? Niçin kaktüsler burada çiçek açmıyor? Niçin aslanlar doğanın kanununa uyup beni parçalamıyor?

Ressam ben delirmiş olabilirim ama sen benden daha mı az delisin?

Mevsimler sadece Vivaldi' nin notalarında değişen bir şeydir ressam için. 
Ressam; 
çöle bir duyumluk kış
ve kola reklamlarına da bir bardak kum! 
Ressam;
ne yarısı dolu ne boş
aslında bardak da yok
sürprizin
ne kadar da hoş!

Ressam bir gece yarısı şiir boyayabilirsin tuvaline. Düşlerimin telif hakkı senin nasılsa. 

Aşklarım için şiirlerimdir diyebilirsin. 

Ne de olsa burada aşk da yok, 
yer ile gök; 
fırtına ile güneş; 
gece ile gün 
arasındaki kaos dışında. 

Düşlerim çok kayagan;
düşlerim çok dağılgan..
Yağlı gibi..
Bunun için sana isyan edebilirim değil mi ressam!

Hangi mahkeme suçlayacak şimdi beni?
Sen kirlettin düşlerimi..

Bunu duymalısın ressam
kalbimin üstüne dök tineri
ve yarat beni taştan!

...


Ressam yattığı yerde ürperdi. Kalkıp pencereyi kapattı ve rüzgarın sesini kesti. Ardından yine kavanozun içindeki renksiz uçucu sıvıyı arzuladı nefesi.
Ressam bir çok tuvalin içinden yarım kalan bir resminin karşısına geçti. 

Sihirbaz ümitlendi. 

Ressam sinirlendi. 
Elindeki tinerli bezi yandaki tamamlanmış resimlerden birinin üzerine attı.
Resimdeki tinerci çocuk, bezi havada kapıp yarım kalan tuvalin içine atladı ve sihirbaz onu şapkasıyla yakaladı.

Ressam bir kez daha kavanozun içindeki uçucu kokuyu ciğerlerine çekti, 
ardından kendini kumların üstünde yarım kalan tablosunun içinde buldu.

Bağımlılık yaratan küçük sevgiler tehlikeliydi.


Sihirbaz elindeki bez ile kendini tuvalden sildi.






Ve ressam sihirbaz, sihirbaz ressam oldu..,
ya da tam tersi
belki hiçbiri..



Nihan AYDIN ...*

Hiç yorum yok: