27.9.10

iz günlerim

Bana de!
Diler ki,
'Çık şu hayal dünyasından!'
Çıkayım mı hayalin bu dünyasından?

Leşiyim Cuma yangının bir
Kavgalar büyüyen yastığımda
Devrim sancıyan tırnağım
Sırtımda ahtapot adamlar
Cumartesi bir yağmuru giyindim
Odalardan çıktım dar alan

Pazar tam üç kişiydim
Şeytan melek ve peygamber
Çok eğlendirdim tanrıyı
Ve ısmarladı hepimize uygun bir şeyler
Yandık buz kestik ve bekledik
Araf diye bir bar
Orta çağ beni affetsin külleriyle
Çok engizisyon tükürdüm

Pazartesi yalancının tekiyim
Gülümseyeceğim bana durmadan inan
Yeter enerjim kurtarmaya dünyayı bütün
Her hallolur şey ve güzel şey her
Tutacak evreni büyük
Umutsuzca optimist çöllerim
Ve cesurca tatminsiz

Rutin savaş ganimetiyim salı
Her yanımdan zincirler bağırıyor
İliklerimin reddettiği kemiklerin
Yürüyen bantta hareket, siz
Olağan dilimde defo kelimeler
Biraz ısı ve hız
Dişlilerin gıcırdadığı iklim
Arya ile bir düzensizlik

Keşiyim zamanın çarşamba
Nerde bulursam orda
Her şeye yakın ve uzak
Kadar, hür düşebilecek kadar
Fakat silindi saat
Dönebilir ne gidebilir ileriye ne de
Umursamazca yürürken iplerim
Korkunç bir çevrim içre: im

Sabrın perşembe eşiyim
Önce havale başlamadan
Göller görüyorum acelesiz, duru
Oruçlar yıkıyor şatoları
Susuyorum dingin göller
Göller susuyorum es’siz

Geçeceğim iz günlerim
Hayatla ölüm arasında bir fark olmalı elwin..


nihanaydın...*

Hiç yorum yok: