9.12.09

Bu Deli Düşü

Kızmayınız.
Sırtında üç beş kirpisi bulunan bir akıl yüzünden.
Benzemeyiz biz, küsmeyiniz.
Bunlar saçmaladıklarımız olsun. Senin, benim, onun. Hangi birimizden düştüyse deli düşü.
Ben toplarım. 
Her şey dağınık kalsın güzel.

Şuurun şurasına serip sergimizi, devam ettiklerimiz olsun; öyle mi?
Gezilebilir sonra, bakınız herbiriniz bir dünya eseri. 
Eser miktarda kaldı içlerinizden siz.
İçlerinizden geçiyor hangi biri her?
Hem biri hangi her?
Üstelik her hangi biri...
'ler.

Boşveriniz. 
Altına kaçırdıkları olsun bunlar bilincin. 
Söz hiç durmadı diye anlamadıklarımız. 
Aklın bizden bağımsız yazdıkları susmasın saati söylendiler.
Bunu hiçbirinize yakıştırmayacaktık söylenmeseydiler.
Çelme takmaksızın da düşler düşer.

Değil mi ki mavi bir kap altından yürütülen sesler,
var ki sözleri ikisi ikisine bağlamayan ve'ler,
öyle ki bağlacı olmayan bizler,
ekler eklemler eklenenler.
Yok ki böyle bir sus.

Dinler misiniz ,
akıl hiç susmaz.
Bir olmadık cümleyi hiçbir anlama katmaksızın yaşatır durur bazen.
Sonra kırptığı sesleri vardır yine tüm kalmış.
Radyoaktif kalıntıları vardır zihnin,
yarılanır yarılanır ve bu böyle sürer. 
Düşler sadece virgüllerin arasına biriken insan tozu.
Deterjan sanayii insanlık için çok şeyler buldu.
Hijyeni bol kitleler ve temiz düşünceler orduları doğdu, 
işte bu icat etmek için programlı.
Kabullenişin altın çağı, normalin yükselişi ve hiçbir suya sabuna kırılma indisi takviyesi.

Su ister misiniz bazen?
Zikzaklar çizerek yerimize gidebilecek köşe bulundu belki. 
Yürümek diyorum unutmak gibi. İzin olsa izinden gidilmeyecek.
Kambursuz parçalansın kelime birbirine.
Müziğe durulmaya başlansın.
Bir ihtimaldir bu ağır ve aheste.

İtiraf edelim hepimiz gibidir bu susamayış deride ve içerde.
O konuşsun durmadan,
manaya kılıf aramaksızın,
utanmaksızın
ve -sızın ile bitecek korolarca o konuşsun.
Suskunluklarımızla takdis edelim biz de.
Diyelim ki bir bilinçaltı şakası,
adı'mı 

deli düşü.

Nihan AYDIN ...*

Hiç yorum yok: