18.2.09

Gözü Görmez Düğüm

Ah bir şeylerin kıskacı bu, bir şeylerin..
Asitli kar özlemek gibi de sebepsiz
Yinede ne huysuz bir gitme deyiş
Kollarımızı bırakıp atmalılar, terk etmeliler kollarımızı
bağlarımıza ağlayalım, sevmiyorlar bizi sevmeyecekler
çok sevilmezli bir yanı var diye bu bağbozumunun
bütün üzümleri yakıp şıra yapalım.
Cirosu yüksek edebi düşük küçük riyalar..
İç seslerinizi durulayınız, net çekiyor kanallar
Şaşırmayınız, uyduların oyunbozanı ilanı
duyulur hacimle bağırıyor yazık, kötücül ve masallar.
Kulaklarından tutup çekiyor gökyüzünü, 
Büzülür yüzünde kuşlar, yaramaz çocuk unut!
Kancalarla vicdani aortumuz, küsmenin zamanı gelmedi mi?
Usanmaz taşır aklında kara tahtasını, çok çizmiş
Milyonlarca güzide çarpı
Hem de öyle çok..
Kurdelelerimizi artık çözüp saflarımızı terk etmeli.
Rahat bırakmıyorlar ki şöyle bir gönül rahatlığıyla..
Gönül rahatlığı ender rastlanan bir tür olup çıktı sonunda.
Şimdi sürtük bir huzur, orda burada ses tutmayı sıkı bilen
Parmak uçlarından boşanmalı acele karar
Çok eşlilikle yargılanan parlak gülümseyişler
Süreçler patinajdan anlar tek
Toplamakla bulaşır yamalı suretler
Kelimelerden sadece sızıyor sıvı, 
satırlar düşüyor
hep bir keskin koku, nasıl ama aseton belki alkol
hep kandırmaca gözü görmez düğüm
duyuyorum, süzüyorum ve çözüyorum her kılcalımla
dümdüz sadakat bu, dümdüz şeytanın işi
onların kurma mekanizması vardı saat bazında
ayarı verdin mi gülerlerdi
ayarı verdin mi ağlarlardı
yarım yamalak işte, ne eksiği var ne önemi...
hiç benzeyemedik, tarih yumruk atmayı bilmiyor
bizi benzetemedi.
Pembe cinayetler.. İleri geri
Kaldıysa ne öteye
Anlatsa sokağın piçi
Anlayamayacak dünya niye?
Normali bozuk işte duruyor mercek
Nasıl da daraltıyor, nasıl da dağıtıyor
Kırdığı astigmat tutkuyla kırmızı gerçek
Anıların fazla geliyor 
Fazlasıyla bu ihanet
bir kısmını makineye at yıkansın 
çünkü istemiyorum.
Saldırıyor gözleri her yalan 

ne hüzünlü dehşet...

Nihan AYDIN ...*

Hiç yorum yok: